Birinci Dünya Savaşı’nda Türk Kahramanları Kut’ül Amare ve Müstecip Onbaşı Tiyatro Sahnesinde
Birinci Dünya Savaşı’nda Türk tarihinin büyük zaferi olan ve Halil Kut Paşa’nın destanlaştığı Kut’ül Amare ile 1915 yılındaki Çanakkale Savaşları’nda yaptığı top atışıyla Fransızlara ait “Turkuaz” denizaltısının teslim alınmasını sağlayan Müstecip Onbaşı’nın hayatı, tiyatro sahnesi için Faruk Anbarcıoğlu tarafından kaleme alındı.
Bursa Kent Konseyi Şairler Yazarlar Çalışma Grubu Başkanı ve 22. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Faruk Anbarcıoğlu, yaptığı açıklamada, “Bir Destandır Kut’ül Amare” adlı eserinin Birinci Dünya Savaşı’nın temel muharebelerinden biri olan 29 Nisan 1916’da Irak Cephesi’ndeki Osmanlı Devleti’nin galibiyetini konu aldığını söyledi.
Kut’ül Amare’nin İngilizlere karşı 14 ay süren bir mücadele olduğunu belirten Anbarcıoğlu, “Birinci Dünya Savaşı bittiğinde maalesef biz de Almanlarla beraber yenilgi alan bir ülke konumuna geliyoruz ama Çanakkale’yi geçemediler, Kut’ül Amare’yi elde edemediler. Önemli olan buydu. İngilizlerin hayatlarında yaşamış olduğu en ağır iki mağlubiyetten biri Çanakkale, bir diğeri Kut’ül Amare’dir.” dedi.
Anbarcıoğlu, Kut’ül Amare’nin unutulmaması için mücadele verdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Kitabın arkasına ‘Bu kitap para ile satılamaz. Bedeli Kut’ül Amare’de ödenmiştir.’ yazdık. Böyle bir zaferin gençlerimize, halkımıza unutturulmaması lazım. Ben bu kitaptan herhangi bir ücret beklemiyorum. Arzu eden okullar, dernekler, kim isterse gönderiyorum. Kut’ül Amare’nin yıl dönümü 29 Nisan’da, İstanbul’da Ali Emiri Kültür Merkezi’nde, Kocamustafapaşa Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, ilk defa ‘Bir Destandır Kut’ül Amare’ oyununu sahneye koyacaklar.”
“Tek Kişilik Ordu Müstecip Onbaşı”
Müstecip Onbaşı ile ilgili tiyatro eserine de değinen Anbarcıoğlu, Müstecip Onbaşı’nın az bilinen bir kahraman olduğuna dikkati çekti.
Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Orhaniye köyünde 1891 yılında dünyaya gelen Müstecip Onbaşı’nın periskobundan vurduğu denizaltının su üstüne çıkmasını sağladığını ve böylece 28 kişinin esir alındığını aktaran Anbarcıoğlu, şunları kaydetti:
“Bunun eşi benzeri yok. Dünyada bunun bir örneği yok. Tek başına muazzam bir ordu. O yüzden ‘Tek Kişilik Ordu Müstecip Onbaşı’ dedim. Onun bu kahramanlığından sonra kendisine onbaşılık rütbesi veriliyor ve bir de altın saat hediye ediyorlar. Galiba altın saati oğlu Mustafa’nın düğününde satmak zorunda kalıyor. Yeryüzünde başka bir ülkenin böyle kahramanı olsa onun için filmler çekilir, tiyatrolar yazılır, romanlar, hikayeler yazılır. Bu eser, Türkiye’de şu anda sahasında tek. Müstecip Onbaşı’yı yüreğimize, meydanlarımıza kazımamız lazım. ‘Bu kitap parayla satılamaz. Bedeli Çanakkale’de ödenmiştir.’ ifadesi bu eserimizin arkasında da geçiyor. Halkımıza, gençlerimize armağanımız olsun. Ruhları şad olsun düşüncesiyle böyle bir çalışma yaptık.”
Faruk Anbarcıoğlu, eserin film senaryosu için de uygun olduğunu, ilgilenen yapımcılara telif beklemeksizin sunabileceğini sözlerine ekledi.